Sjögren Sendromu Nedir?

Sjögren sendromu, ekzokrin (dış) bezlerin (tükrük, gözyaşı, vajinal salgılar, alt ve üst solunum yolu salgı bezleri gibi) öncelikle tutulduğu, sistemik otoimmün bir hastalıktır. Tükrük ve gözyaşı bezlerindeki fonksiyonel ve yapısal bozulmaya bağlı kalıcı ağız ve göz kuruluğu, hastalığın en önemli işaretidir.

Ayrıca hastalık, başta kas-iskelet sistemi olmak üzere, akciğer, damar, böbrekler, mesane, lenf nodu, karaciğer, pankreas, gastrointestinal ve sinir sistemi, gibi birçok organ ve sistemi tutulabilir.

Sjögren Sendromu Kimlerde Olur?

Her yaşta görülebilirse de 40 yaşından büyüklerde daha sıktır. Genellikle her yüz kişiden birinde görülür. Yaşlandıkça görülme sıklığı da %5’e yaklaşır.

Kadınlarda erkeklere göre 9-10 kat daha fazladır.

Romatoid artrit, lupus, Haşimoto tiroiditi, primer biliyer siroz gibi diğer otoimmün hastalıklarla birlikteliği fazladır.

Sjögren Sendromu Olan Gebenin Takibi Nasıl Yapılmalıdır?

Sjögren sendromu’nun genel olarak hamileliği etkilemediği düşünülmektedir. Ancak; burada Sjögren sendromunun tek başına ya da diğer otoimmün hastalıklarla beraber olup olmadığı önem planlanmaktadır.Beraberlik arttıkça anne ve bebek için riskler arttığı için; gebelik takibi ve verilecek tedavi ona göre planlanmalıdır.

Anti Ro pozitifliği olan hastaların bebeklerinde cilt döküntüsü,konjenital kalp bloğu, idiopatik kardiyomiyopati ve neonatal (yenidoğan) lupus gelişebilir.

Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam